15 Aralık 2007 Cumartesi

Son dersimizden notlar

Pierre Hadot'un "Philosophy as a Way of Life" adlı kitabından, 6. makalenin "Marcus Aurelius, Tinsel bir Alıştırma olarak Düşünceler"in İngilizce'den çevirisini tamamladım, derslerimiz boyunca da takıldığım İngilizce terimleri ve gönderme yapılan Yunanca bölümleri Tansu Hoca'yla çevirdik. Son bir düzeltmenin ardından günceme koyacağım bu makaleyi, faydalanacağınızı umuyorum.

www.jewsansromans.blogspot.com 'a bir göz atmakta fayda var.

http://www.lib.berkeley.edu/MRC/audiofiles.html#foucault adresinden ses kayıtlarına ulaşabiliyoruz, buradan Foucault'un "The Culture of the Self" adlı konuşmasını dinleyip, üzerinde konuşacağız. Real Player dışında herhangi bir programla dinlenemiyor kayıtlar.

Josephus'un metnini incelemeye devam ediyoruz, şöyle başlıyor söze Josephus:

"Eski eserlerimiz hakkındaki tarihsel incelememde (anlatımımda), onu okuyanlara,pek değerli Epaphroditos, biz Yahudiler’in soyunu, hem en eski olduğumuzu hem ilk köken kavim olduğumuzu ve hem de bugün sahip olduğumuz ülkeye nasıl yerleştiğimizi yeterince açık anlatmış olduğumu düşünüyorum.

5000 yıllık bir geçmişe sahip olan bu tarih, benim tarafımdan kutsal kitaplardan yola çıkarak Yunanca olarak yazıldı.

Kimilerince düşmanlık sebebiyle atılan iftiraları dikkate alan ve yine bizim eski eserlerimiz hakkında yazdıklarıma inanmayan ve soyumuzun nispeten yeni olduğunun kanıtı olarak hiçbir Yunanlı tarihçinin bizleri kayıt altına almayışını gösteren birçok kişi gördüm, tüm bunlar hakkında kısaca bir şeyler yazılması gerektiğini düşündüm, ve düşmanlıklarından sövenleri göstermek ve cehaletlerini gidermek, gerçekleri öğrenmek isteyen kim varsa da onları bizim eskiliğimiz hakkında bilgilendirmek için asılsız yalan ne varsa, düzmece bilimin içine giren her şeyi gönüllü olarak sorgulamaya ve ortaya çıkarmaya karar verdim.

Yunanlılar tarafından tüm eski tarih hakkında en güven duyulan tarihçileri tanık olarak kullanacağım. Bize kara çalarak ve yalanlar uydurarak yazdıklarını yine kendi görüşlerini kendileri çürütsünler diye sergileyeceğim.

Ayrıca soyumuzun neden az sayıda Yunanlı tarihçide hatırlanıldığının sebeplerini de göstermeye çalışacağım.

Bizim tarihimizi bir kenara bırakmamış tarihçileri de bilmeyenler ya da bilmiyor görünenler için açıkça göstereceğim.

Eskiden olup bitenler hakkında yalnızca Yunanlılar’a güvenilmesi gerektiğini ve yalnızca onlardan gerçeğin öğrenileceğini, bize ve diğer insanlara ise güvenilemeyeceğini düşünenlere şaşırıyorum, ilk aklıma gelen bu.

Ben tümüyle farklı düşünüyorum, asılsız boş fikirlerin peşinden gitmemeli, aksine olayların kendilerinden gerçeği edinmeli.

Yunanlılarda bulduğum her şey yenidir, dün yeniydi, ondan önceki gün de, şehirlerini kurmalarından, zanaatları icat etmelerinden ve yasalarını kaydetmelerinden bahsediyorum. Ancak hepsinin arasından neredeyse en yeni olan tarih yazmaya duydukları ilgidir. "

Yourcenar şöyle diyor: "Elinden gelenin en iyisini yap. Yeniden yap. Az da olsa yine de gelişir. Düzeltmelerinden söz eden ozan Yeats, 'yeniden yaptığım, kendimim' demişti." Çevirilerimde bu sözleri hep aklımın bir kenarında tutacağım.

Hiç yorum yok: